GRİP MEVSİMİ GELDİ İTHAL AŞI PAZARI AÇILDI
MUSTAFA YILDIRIM İLE YAPILAN SÖYLEŞİ
21 Ekim 2009
Son yıllarda çevremde kim “grip” aşısı
olsa hemen yatağa düşüyor ve kendi deyişleriyle yerlerde sürünüyorlar. Bu
yetmezmiş gibi tüm dünyaya yayılan hayvan gripleri yüzünden hayvanlara yanaşmaz
olduk. Konuların içyüzünü araştırmadan insanları yönlendiren medya cambazlarını
bir yana bırakıp “grip aşısı” olayını Op. Dr. Uğur Yılmaz’la
konuştuk. Konuştukça ezberim dağıldı.
Uluslararası tıp karteli, grip aşılarını
sonbaharda pazarlıyor. Tüketim hastalığına tutulmuş olan insanlar
hipermarketlerden çıkıp kitlelerle aşıya koşuyorlar. Bu nasıl oluyor?
Mevsim yaklaştıkça tüm insanların grip
aşısı olması gerektiğine inandırma propagandası yoğunlaşıyor. Kitleler, tıp
kartelinin kazancını ve uğrayacakları zararı hesaplamadan aşılanmaya
koşuyorlar.
Her yıl yinelenen bu oyunun perde
arkasına bir an baksak mı?
Gribe neden olan tek bir virüs yoktur.
Genetik yapısı durmaksızın değişen birçok virüs hastalığa neden olur. Dünyanın
değişik bölgelerinde değişik virüsler bulunur. Virüsler hep aynı kalamazlar ve
sürekli değişirler.
Virüsler sürekli değiştiklerine göre
insandan insana geçerken ne olur?
Virüs
kişiden kişiye geçerken hastalık yapma yeteneğini yitirir ve aynı zamanda
yapısını da değiştirir.
Hangi virüs neden olursa olsun grip
hastalığı çok tehlikeli midir?
Grip, dünya çapında salgınlar yaratan
tehlikeli ve ölümcül bir hastalık değildir.
Dünya boyutunda hiç mi salgın yoktur?
Bu olasılık çok zayıftır. Geçen yüzyılda
yalnızca iki salgın oldu.
Salgın dendiğine göre neden bu kadar az
rastlanıyor?
Dünyanın değişik bölgelerinde
görülebilecek virüsler birbirinden ayrı türlerdir. Bütün dünyayı tutabilecek
bir salgın gerçekleşme olasılığı çok düşüktür. Aşırı endişelenme ve korkuya
gerek yoktur.
“Korkmayın” diyorsunuz;
ama ya ölümler?..
Çevreden virüs nedeniyle, genel durumu
bozuk, bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde hafif bir grip enfeksiyonu,
başkaca ateşli hastalıklarda olduğu gibi insan yaşamını tehlikeye sokabilir.
Virüs grip aşısıyla alınınca da ateşli hastalık olabilir ve yaşamı tehlikeye
sokar.
Aşılanan çocuklar nasıl etkileniyor?
Ülkemizde klinik gözlemi, raporları yok;
ama bu konuda somut verilere dayalı bir çalışmayı Mayo Clinic gerçekleştirdi:
263 hasta çocuğun durumunu saptadılar. Aşılanan çocukların hastaneye
yatırılacak denli hastalanmaları oranının aşılanmayan çocuklara göre üç (3) kat
daha çok olduğunu saptadılar. Ayrıca astımı olan çocuklarda bu oranın daha da
yüksek olduğu gözlendi. Bu konu için Science Daily’nin yayınına bakılabilir. (http://www.sciencedaily.com/
releases/ 2009/05/090519172045.htm)
Grip aşıları bizi hastalıktan korumuyor
mu?
Grip aşıları, Kuzey Amerika ve bazı
Avrupa ülkelerinde en fazla görülen virüslere karşı yapılmaktaydı. Aşılar,
zaten bir yıl önce dünya ve bölge çapında salgına neden olmamış virüslerden
yapıldığı için, bu virüslerin ertesi yıl hastalığa ve salgına yol açma
yetenekleri azalmış olacaktır.
Aşı hiç mi etkilemez?
Bu aşılar, teorik olarak üretildikten
bir yıl sonra Kuzey Amerika ve Avrupa’da aşıdaki virüslerin yol açtığı bir
salgın olursa bir dereceye kadar yararlı olabilir; fakat bu da çok düşük bir
olasılıktır. Çünkü gündemdeki virüsler bir yıl sonra değişecektir. Oysa
dünyanın başka bölgelerinde yaşayan insanların bu virüslerle karşılaşma ve hastalanma
olasılığı çok zayıftır. Tek bir virüsle oluşan kızamık ve benzeri
virüslere karşı ancak yıllarca süren bir aşılama ile koruma
sağlanabilmektedir.
Hastalık bulaşıcı olduğuna göre…
Bulaşma olasılığı bulunan başka virüsler
dünyanın değişik bölgelerinde de vardır; gelişebilirler ve buradan da
yayılabilirler. Bunlara karşı aşının zaten etkisi olmayacaktır.
Aşılanan insanlar hemen gribe
yakalanıyorlar; bu insanlar zayıf mıdırlar?
Aşı zayıflatılmış virüslerden oluştuğu
için aşılanan kişiler genellikle hafif, fakat bazen orta ve ağır şiddette
hastalık geçirebilirler. Belirli virüslere karşı geliştirilen aşıların bu
virüslere karşı bile koruyuculuğu zayıftır. Bu durum, oluşan antikorla ölçülür;
oran % 50-80 arasında değişmektedir.
Aşı etkisi kesin olarak ölçülemiyor mu?
Kanda virüslere karşı oluşan antikorla
ölçülür; ama böyle bir çalışmanın geniş kitleler üzerinde yapılması pratik
değildir ve böyle bir çalışma da yapılmamıştır. (İnsanlarda aşılanan virüslere
karşı, 3. ve 6. ay sonunda ne oranda antikor oluştuğu ölçülmemiştir.)
Aşıların koruma etkisi, aşılanmayı
izleyen oldukça uzun bir süreden sonra gerekli antikorların yeterli oranda
oluşmasıyla başlar. Bazen hiç antikor da oluşmayabilir de. Oluşan antikorlar
aşıda bulunmayan virüslere karşı sağlığı korumaz.
Bu durumda aşı hiç koruyucu
olamayabiliyor mu demek istiyorsunuz? Aşı etkisi incelenmiyor mu?
Mantık gereği, aşıların koruyucu
olamayacağı açık olmasına karşın, aşıların etkisiyle ilgili yalnızca bir tek
çalışma yapılmıştır. ABD'de 2003’te gerçekleştirilen bu çalışmada aşıların
beklenildiği gibi etkisiz olduğu anlaşılmıştır. ABD resmi yayınından
bakılabilir.(http://www.cdc.gov/
OD/OC/MEDIA/pressrel/fs040115.htm)
Aşıların ölüm oranlarını düşürdüğü ileri
sürülüyor…
Aşıların bir yandan grip salgınlarını
önleyemeyeceği kabul edilirken, öte yandan ölümleri azaltacağı ileri
sürülmekteydi. Ne var ki bir grip salgınında aşılananlar arasında ölüm oranının
daha yüksek olduğu görüldü.
Bu nasıl olur?
İnsanlarda görülen her türlü ateşli
hastalığa, soğuk algınlığına “grip” tanısı konuluyor. Bu büyük bir hatadır.
Grip virüslerinin yanı sıra doğada insana bulaşabilen birçok virüs ve hastalık
vardır. Bu nedenle grip olduğu söylenen her hastalığın “grip” olmadığı ve bu
tanının bir varsayım olduğu unutulmamalıdır.
Yani ölümler, başka hastalıklardan da
olabilir. Bu durumda sormak zorundayım: Gribe karşı geliştirilen aşı ve
ilaçların etkili olup olmadığı ölçülebilir mi? Hastalığı hafifletir mi?
Ateşli hastalıkların ortalama bir süresi
olmadığı gibi, seyri kişiden kişiye de değişir. Başlangıç ve bitiş anı
saptanamaz. Bu nedenle ilaçların ve aşının, hastalık süresini kısalttığı,
şiddetini azalttığı tümüyle yalnızca varsayımdır. Bir ülkede ya da salgındaki
bütün virüslerin aynı tür olamayacağı da unutulmamalıdır.
Aşıların hastalığı önleme yeteneğinde
kesinlik yoksa niçin grip aşısı kuyruğuna giriyoruz?
Toplum bir yandan siyasi otoritelerin de
yardımı ile korkutuluyor. Önemli bir soruna neden olmayacak bir hastalığa karşı
aşı kampanyası başlatılıyor. Dünya veya bölge çapında salgınların (epidemi)
görülmemesi de yapılan bu etkisiz aşılama ve ilaçlara bağlanıyor. Aşılar tıp
kartelinin sürekli pazarlanan hastalık ve buna uygun ilaç-aşı geliştirme
stratejisine uygun olarak üretilen ticari ürünlerdir.
Koruyuculuğu son derece kuşkulu olan, daha
doğrusu “ya tutarsa” gibi bir varsayıma dayanılarak uygulanan aşının bize
zararı olur mu?
Önemli bir soru! Bölgemizde hiç
karşılaşmayacağımız, tanışmayacağımız birçok virüs, aşı olarak bedenimize
yerleştirilmiş oluyor. Bu virüsler hücre içinde çoğaldığı için DNA
yapısına girerek birçok hastalık ve bozukluğu neden olurlar. Daha da önemlisi
aşıların içinde koruyucu olarak cıva (mersol) ya da formaldehit maddeleri
bulunmaktadır. Formaldehit kanser yapıcıdır ve cıva da beyinde
birikme yeteneğine sahip bir ağır metaldir. Yinelenen aşılarla biriken civanın
zehirleme etkisi çoğalır. Bu nedenle otizm ve müzmin
yorgunluk sendromu ya da yavaş virüs enfeksiyonu
gibi hastalıkların arttığı ileri sürülmektedir.
Biraz komplo teorisi gibi olacak; ama
sormadan edemeyeceğim: Virüsler kötü niyetlilerce silah olarak kullanılabilir
mi?
Aşı üretimi sırasında başka sitomegalo virüsler,
kuş gribi virüsleri gibi virüslerin aşıya karışabildiği saptanmıştır. Aşılar
kötü niyetli devletler tarafından biyolojik silah olarak kullanılabilir; bu
şekilde birçok virüs aşıya karışarak değişik virüs enfeksiyonlarına neden
olabilir. Bu konu için şu yayına bakılmalıdır: http://www.healthtruthrevealed.com
/articles/1034537003/article
Korunacağız derken zaten siyasal
bunalımlar içinde güç bela sürdürdüğümüz yaşamımızı tıp sanayisinin çıkarları
uğruna iyice tehlikeye atıyoruz; öyle mi?
Ne
yazık ki öyle!…
21 Ekim 2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder