23 Mayıs 2020 Cumartesi

“TÜM YOĞUN BAKIMLARDA HAKİMİYET KAMUDA OLMALI”- 3 Nisan 2020



 “TÜM YOĞUN BAKIMLARDA HAKİMİYET KAMUDA OLMALI”- 3 Nisan 2020  

3 Nisan 2020 tarihli Aydınlık Gazetesinin 9. Sayfasında vewww.aydinlik.com.tr ‘de  Garip BALÇAK’ın ‘Tüm yoğun bakımlarda hâkimiyet kamuda olmalı’ başlıklı yazısı yayınlandı. https://www.aydinlik.com.tr/haber/tum-yogun-bakimlarda-hakimiyet-kamuda-olmali-204443  Bu yazı vesilesi ile Aydınlık dergisine gönderdiğim mektup aşağıdadır:

 Aydınlık dergisi 9. Sayfada ve www.aydinlik.com.tr ‘de  Garip BALÇAK’ın ‘Tüm yoğun bakımlarda hâkimiyet kamuda olmalı’ başlıklı yazısı yayınlandı. Bu yazı vesilesi ile Aydınlık’ta corona ile ilgili diğer yazılarda da gördüğüm bazı soruları ve eleştirilerimi iletmek istiyorum. 


  • Öncelikle hiçbir anlamı olmayan bu yazının amacı ne? Bize ne anlatılmak isteniyor?
    • ‘Tüm yoğun bakımlarda hâkimiyet kamuda olmalı’ demekle neyi kast ediyorsunuz?  Yoğun bakım servisleri devlet hastanelerine mi Sağlık Bakanlığı’na mı devredilecek?   Sağlıkta Dönüşümden sonra Sağlık Bakanlığı’nın sağlık hizmeti vermeyeceği belirtilmiştir. Özel Hastanelerin mülkiyeti özel kişilerdedir. Devletin burada bir hâkimiyeti yoktur. Mevcut düzenlemeler dâhilinde Devlet hiçbir özel hastaneye veya bu hastanenin bir servisine el koyamaz. 
    • Özel Hastanelerin yoğun bakımlarının kamuya devredilmesi neden pratik bir çözüm? Bu yapılabilir mi? Kamulaştırma deyince bunu mu anlıyorsunuz?
    • Özel SHS (sağlık hizmeti sunucuları) ‘nın yoğun bakım servislerinde yatan hastaların tedavi giderlerini kim ödemektedir? Vatandaşlar mı? Özel sigorta şirketleri mi? SGK’mı ödeyecek? Ödeme şekli nedir ve nasıl ödenir?   Nasıl olacak?
    • Yazınıza göre Sağlık Bakanlığı tarafından pandemi hastanesi olarak görevlendirilen bütün hastanelerde corona ile ilgili bütün test, acil servis ve yoğun bakım hizmetlerinin ücretsiz olacağı belirtilmiş? Sağlık Bakanlığı kendisine ait olmayan hastanelerdeki bazı hizmetlerin ücretsiz olacağını nerede belirtmiş? Parayı kendisi mi ödeyecek? Sağlıkta Dönüşüm’den sonra (SGK sistemi ile sağlık hizmeti satın alınması dönemi) hastanelerdeki sağlık hizmetleri SGK tarafından karşılanmaktadır. Hizmet SHS ve SGK arasında imzalanan sözleşme, protokol ve anlaşmalarla sağlanmaktadır. Hiçbir hastane uymasa da kâğıt üzerinde belirlenmiş usulleri vardır.
    • Size göre burada şöyle vahim bir sorun var: Özel hastaneler bundan sonra bedelini özel sağlık sigortalılarının sağladığı hastalara mı verecek, diğerlerine mi? Bu size göre bir eşitsizlik? Burada böyle bir sorun yok. SGK sağlık hizmeti satın alım sisteminde “kâğıt üzerinde” acil başvurular, yoğun bakım hizmetleri için hastadan hiçbir para alınmaması gerekmektedir. 2018 Yılı SGK Özel sağlık Hizmet Sözleşmesi’nde (ÖSHS) Acil Haller Nedeniyle Sunulan Sağlık Hizmetleri (Yeşil alan muayenesi hariç), Yoğun Bakım Hizmetlerinden ilave ücret alınmayacağı belirtilmiştir.   Fakat bu kurala uyan hiçbir hastane yoktur. Gazetenizin bundan da haberi yoktur.
    • Acil ve yoğun bakım tedavilerinde de öncelik daima cebinden ödeme yapacak hastalardadır. SHS ve Özel SHS’nın nasıl bir hizmet verdiği yerinde denetlenmez. Hastalığın ve tedavinin gerçekten nasıl olduğunu kimse bilmez. SHS, SGK’na MEDULA sistemi üzerinden aylık dönemler halinde hizmet evrakı düzenler ve yükler. Ödenecek olan tutarın belirlenmesinde hastanenin beyanı ve teşhis ve tedavi senaryosuna göre ödenecek tutar belirlenir ve bu iş beyan edilen hizmet evrakının % 5’inde yapılır. Neticede beyan tutarı eksiksiz ödenir. Özel hastaneler SGK tarafından ödenen yoğun bakım ücretleri çok yüksek olduğu için hiç hasta olmayan ve hatta tedavi gerektirmeyen hastaları, hafif sorunları olan hastaları dahi yoğun bakım servislerine yatırmaya, bunları da olabildiğince geri ödemesi daha fazla olan 2. Ve 3. Basamak yataklarına yatırmaya çalışır veya elinde yatak yoksa bu yataklarda yatırılıyormuş gibi göstermeyi tercih eder. Konu ile ilgili birçok Sayıştay denetim raporu vardır. Özel bir hastanede yoğun bakım servisinde yatan veya yatıyor gibi gösterilen bir hastanın ne gibi sorunları olup olmadığı hiçbir zaman kesin olarak bilinemez. Hastaneler daha fazla geri ödeme alabilmek için basit ateşi ve soğuk algınlığı olan hastaları bu yataklarda yatıracak veya sıradan servis yatağında yatan hastaları yoğun bakım servisinde yatan ağır ve kritik bir hasta gibi gösterebileceklerdir. Bu nedenle özel ÖSH’nın yoğum bakım servislerinde tedavi gören Korona virüs enfeksiyonlu olduğu beyan edilen hastalarla ilgili hiçbir bilgiye ve açıklamaya güvenilemez.   
    • “Dr. Çevik, “Özel sektördeki yoğun bakım yatakları kullanıma açılmalı.” Diyor. Dr. Çevik ayda mı yaşıyor? ÖSHS’nin 7.1. Müracaat ve Kimlik Tespiti İşlemleri ile ilgili 7.1.1. maddesinde “SHS, doğrudan veya sevk edilmek suretiyle başvuran hastayı SUT’ta yer alan müracaata ve kimlik tespiti işlemlerine ilişkin düzenlemeler ile, Kurum mevzuatı doğrultusunda kabul etmek zorundadır. Kabul edilmeyen hastaya kabul edilmeme gerekçesi SHS yetkilisinin imzasıyla yazılı olarak bildirilmek zorundadır.” Demektedir. Kabul edilmeme gerekçesi acil ve yoğun bakım hastaları dışında hastanın ilave ücret ödemeyi reddetmesidir. Ki bu ücret SGK geri ödemesinin iki katıdır. Bu SGK’nın sağlık hizmetinin bedelinin 1/3’ünü karşıladığını gösterir.
    • 2018 Yılı SGK Özel sağlık Hizmet Sözleşmesi’nin 7.2.2. maddesinde; SHS, hizmetin kalitesi ya da hizmetlerin erişilebilirliği açısından hiçbir hastaya karşı ayrımcılık yapamaz. 8.1.1. maddesinde; SHS, doğrudan veya sevk edilmek suretiyle başvuran hastayı Kurum mevzuatına uygun olarak kabul etmek zorundadır. Denilmektedir.
    • SUT’nin  4.3. maddesi  ve başbakanlığın  2008/13 ve 2010/16 genelgeleri uyarınca Başbakanlığın 2008/13 ve 2010/16 sayılı genelgeleri acil başvuru ve yoğun bakım hizmetleri ile ilgilidir.  2008/13 sayılı genelgenin 1 maddesine göre “Acil sağlık hizmeti vermekle yükümlü bulunan sağlık kuruluşları, acil vakaları hastanın sağlık güvencesi olup olmadığına veya ödeme gücü bulunup bulunmadığına bakmaksızın kabul edecek ve gerekli tıbbi müdahaleyi kayıtsız-şartsız ve gecikmeksizin yapacaktır. 7. Maddede: “Acil olarak sağlık kuruluşuna müracaat eden hastaların acil tıbbi müdahale ve tedavileri yapılırken hiçbir surette tedavi masraflarının nasıl karşılanacağı sorgulanmayacaktır.) Acil olarak sağlık kuruluşuna müracaat eden hastaların acil tıbbi müdahale ve tedavileri yapılırken hiçbir surette tedavi masraflarının nasıl karşılanacağı sorgulanmayacaktır.” 9. maddesinde de: “Herhangi bir sağlık güvencesi olmayan vatandaşlarımızdan ödeme gücü bulunmayanların acil sağlık hizmeti bedelleri kendilerinden talep edilmeyecektir.” Bu genelgeler ve ilgili diğer mevzuat yoğun bakım giderlerinin özel sigortalar tarafından ödendiği ile ilgili açıklamalarınızı çürütmektedir. Mevzuata göre durum bu. Fakat özel hastaneler her işlemden önce haraç niteliğinde para toplamadan hiçbir iş yapmaz. Üniversite hastanelerinde de öğretim üyelerine soru sormak için vezneye gidip ciddi bir ödeme yapmanız gerekir. Üniversite hastaneleri de üniversite hocalarının aşırı ve fahiş para kazanmalarına yarayan ticari oluşumlardır.
    • Yazıdaki hatalı bir değerlendirme de şudur: “İkinci ve üçüncü seviyeler koronovirüs tedavisinde kullanılabiliyor.” Bu yazıya göre koronavirüs enfeksiyonlu bütün hastalar geri ödeme ücreti yüksek olan iki veya üçüncü basamak hastalarıdır.
    • Yeni Koronavirüs hastalığı soğuk algınlığı virüsleri kapsamında bir virüstür. Hastalığa her yakalanan ölmez ve kendisinde ikinci veya üçüncü basamakta mekanik ventilatör solunum desteği gerekmez. Uyku apnesi, KOAH ve astım hastalarında uygulanan CPAP ve BPAP gibi ventilatörlerle yapılan tedaviler yoğun bakım tedavisi kapsamında değerlendirilmeyen veya değerlendirilmemesi gereken tedavilerdir. WHO'nun 44 bin hastaya dayandırdığı araştırma verilere göre virüsün bulaştığı kişilerin:
    %81'i hafif atlatıyor
    %14'ü ciddi geçiriyor
    %5'i ağır hastalanıyor.
    % 5’inde yoğun bakım tedavisi gerektiriyor. Kritik seviyede hasta olanların çoğunda mekanik ventilasyon gerektirebilir. Bunların da bazıları ölür.
    • “Kovid 19'la mücadelede özel sigorta şirketlerinin rolüne gelinecek olursa: özel sigortalar salgın ve afetlerde ödeme yapmıyorlar. Ama alınan bir kararla Kovid'de masrafların karşılanacağını söylediler. Türkiye'de 5 milyon özel sigortası bulunan kişi var. Durum böyle olunca özel sektörün elinde bulunan yataklar, küçük bir kitlenin kullanımına açılmış olacak. Yani özel sigortası olan 5 milyon kişi ve masrafları cebinden karşılayabilecek olan kişiler, mücadelede imkânlara çok kolay ulaşacaklar. Bunun ağır sonuçları olacağı kanaatindeyim.”:Yazı Kovid 19'u doğal felaket gibi gösteriyor. Bu paragrafta özel şirketlerin rolü abartılıyor ve açıklamanın gerçekle bir ilişkisi yok. Yazıya göre özel sigortası olmayanlar masrafları cebinden karşılayacak. Özel şirketler sadece hastadan alınacak ilave ücretin bir bölümünün karşılanmasında devreye giriyor. Yoğun bakım tedavilerinde de mevzuat gereği hastanelerin hastadan bir para talep etmemesi ve tedavi parasını SGK’dan alması gerekiyor. Bunun ağır sonuçları olacakmış… Nasıl olacak? H. Çevik’in açıklamasına göre “özel sektör de sıkıntıya girecek ve hasta tercihine mecbur kalacak.” Özel sağlık sigortalarının covid-19 tedavilerini karşılaması “özel sektörü zarara sokacak ve eşitsizliklere yok açacaktır.” “Bu nedenle bu hamle değerlendirilmeli ve buna uygun bir hamle yapılmalı”:  Ne yapılacak belli değil. Özel sigorta şirketleri covid-19 ödemesinden vaz mı geçsin?
    • Yazı gene basmakalıp “Pratik olan ise özel sektörün bu işten çekilmesi, işin kamuya devredilmesi” çözüm önerisi ile sonuçlanıyor. Bu pratik çözüm Dünya Ticaret Örgütü’ne verilen taahhütlerden vazgeçilmesi ve SGK merkezli sağlık hizmeti satın alım modelinden (özelleştirme, sağlık alanında devletin tasfiyesi ve tıp kartelinin çıkarlarına uygun bir sağlık piyasası oluşturulması) vazgeçilmesi demektir ki bu öneriyi Cumhuriyetçi Hekimler dâhil Aydınlık, Ulusal kanal okuyan ve Vatan Partisini destekleyen hekimler arasında dahi bir taraftar bulması mümkün değildir. Kimse hasta başına ödenen performans komisyonundan vazgeçmek istemez. Ben isteyenini görmedim. Herhangi bir hastaneden özel hastanelere yoğun bakım tedavisi için hasta sevki yapılabilmesi için ne bir kamulaştırma ne de bir başka düzenlemeye gerek yoktur. Bu zaten her gün olan bir durum. Üniversite hastaneleri de kendi hastanelerinde ve hatta yoğun bakım servislerinde yatan hastaları özel hastanelere sevk etmektedirler. Nedeni hastayı tedavi edecek kişinin özel hastane ile bağlantısı olması ve hastayı bu hastanede de tedavi etmesidir.  Bu tartışmada özel sigorta şirketlerini araya sokmanın da hiçbir mantığı yoktur.
    • Bütün özel hastanelerin ve yoğun bakım servislerinin covid-19 hastalarına açılması ve pandemi hastanesi olarak görevlendirilmeleri özel hastanelerin haksız kazanç ve kâr amaçlarına uygun bir uygulama olacaktır. Bu uygulama zaten mevcuttur. Ama bunu tekrar açıklamanın da bir zararı yok. Özel hastaneler evinde karantinada dahi tutulmaması gereken her hastayı covid-19 hastası gibi gösterip üstelik bunlara bir de yoğun bakım tedavisi uygulama (veya uygulanıyor gibi gösterme) şansı verilmiş olacaktır. Neyin ne olmadığını bilmeyen vatandaşlar da daha iyi hizmet veriliyor diye bu hastanelere başvuracaklar ve bu hastanelerin haksız kazanç sağlama amaçlarına uygun olarak kendilerini kullandıracaklardır.
    • Bu yazıyı yazan kişiler Türkiye’de uygulanan sağlık sistemini, SGK sağlık hizmeti satın alım ve geri ödeme sistemini, özel sağlık sigortalarının ne gibi işlerle uğraştığını ve neleri ödediğini bilmediği açıktır. Keza bu yazıyı yazanlar özelleştirmenin ne olduğunu, Sağlıkta Dönüşüm ile nasıl bir sistem getirildiğini;  sağlık ve sigortacılık sisteminin kamucu anlayışla (yani tıbbi mal, ürün ve hizmetlerden kâr edilmesinin amaçlanmadığı bir sistem) nasıl verileceğin bilmediği anlaşılmaktadır.
    •  Ne yazık ki okuyucusu olduğum Aydınlık gazetesinde bu yazı gibi yavan, gerçekle ilgisi olmayan,  iyi bir araştırmaya dayanmayan,    okuyanın zaman israfına neden olan birçok yazı yayınlanmaktadır.  Basmakalıp ve sırf gazetede sayfa doldurmak için yazılan bu gibi yazıların bize hiçbir yararı yoktur.
    • Bu yazımın ciddiye alınıp alınmaması veya ne derece ciddiye alınacağı sizin sorununuzdur.
    • Aydınlık gazetesinde gerçeğe ve iyi bir incelemeye dayanan yazıların yazılması dileğimle.

    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder

    SAĞLIKTA VİCDAN SÖMÜRÜSÜ: İLAÇ ŞİRKETLERİNİN PARA KAZANMAK İÇİN KULLANDIĞI BİR YÖNTEM

    https://www.ankara.bel.tr/sma SPİNAL MUSKÜLER ATROFİ NASIL BİR HASTALIKTIR? SMA olarak bilinen spinal adele atrofisi hastalığı kaslar...